LATRİNA

Latrina yapısı Anıtsal Çeşme’nin güneyi ile Agora Kuzey Portiği’nin arasına konumlandırılmıştır. Kentin ana caddesinden Kutsal Alan Doğu Portiğe geçiş koridoru da yine Latrina’nın giriş kapısı önünden geçmektedir. Yapı kentin kamusal alanlarının tam merkezine inşa edilmiştir (Figür 1).

İçten içe 8.5 x 8.1 m ölçülerindeki Latrina, bünyesinde barındırdığı mimari özellikleriyle ve günümüze kadar ulaşmış sağlam yapısıyla Anadolu’da karşılaşılacak ender örneklerdendir. Çatıyı ayakta tutan taşıyıcı sisteminin dört tarafını çevreleyen duvarlar ve merkezinde yer alan 8 adet sütun ile sağlandığı anlaşılmaktadır. Yapının en fazla gün ışığı alabileceği yönler olan güney ve batının kapalı yapılması neticesinde Latrina’nın ortasında bulunan havuzun üstü açık bırakılmıştır. Böylece hem yapı daha fazla ışıktan yararlanacak, hem yağmur sularıyla beraber ortadaki havuzda su tutulmuş olacak hem de içerideki hava sirkülasyonuyla beraber sürekli temiz hava akışı sağlanmış olacaktı. Bu plan tipi göz önüne alındığında Tripolis Latrinası, ortasında havuz, onu çevreleyen sütun sırası ve etrafını saran yürüyüş koridoru ile peristilli latrinalar grubuna girmektedir (Figür 2).

Her ne kadar merkezi bir konumda yer alsa da kullanım amacı gereği kötü kokuların gelebileceği bir yapı olması nedeniyle giriş kapısı ne doğudaki Ana Cadde’ye ne de etrafında yer alan başka bir yapıya açılmadan inşa edilmiştir. Kötü kokuların direk dışarıya çıkmasını engellemek için giriş kapısının yapının kuzeyinde bulunan Anıtsal Çeşme ile arasında oluşturulan dar bir koridora koyulması Tripolislilerin mimariyi hayatlarına nasıl uygun hale getirdiklerinin de göstergesi sayılmalıdır (Figür 3). Yine yapı içerisinde oturma taşlarının altında yer alan kanalizasyon sisteminin oldukça derin yapılması kötü kokunun  hapsedilmek istenmesiyle alakalıdır.

Yapı içerisinde oturma bloklarının önünden dolanarak ilerleyen temiz su kanalı ise Latrina kapısının merdivenleri önünden doğuya ve batıya doğru gitmektedir. Kapı önünde karşılaşılan iki adet temiz su kanalı bloğu özellikle doğu ve batı yönlü balık sırtı yapacak şekilde aşağı doğru eğimli yerleştirilmiş ve Anıtsal Çeşme’den gelen suyu taşıyan temiz su kanalının bu kesişim noktasından başlayarak hem doğuya hem batıya ivme kazanarak akması hedeflenmiş olmalıdır. Böylece kapı önünde kuvvet kazanan suyun akışkanlığı tüm Latrina oturma sıralarının önünden geçerek iki ayrı akıntı yaratılmıştır. Bu sayede su eşit şekilde dağılmış ve Latrina’nın güneydoğu köşesinde bulunan atık su hattından tahliye edilmesi sağlanmıştır.

Latrina atık su hattı oturma taşlarının altında yer almaktadır. Latrina atık su kanalının tabanı tek sıra pişmiş toprak tuğla ile örülmüş ve araları kireç harç ile doldurulmuştur. Güney kanalda yapılan çalışmalarda taban tuğlaları bulunduktan sonra batıdan doğuya doğru alçalan ciddi bir eğim olduğu fark edilmiştir. Bu eğim kanal içerisinde dolanan atık suyun güneydoğu köşesinden tahliye edilmesi için verilmiştir (Figür 4)

Kazılarda elde edilen veriler ışığında Tripolis Latrina yapısının ilk inşasının Anıtsal Çeşme ile çağdaş olduğunu yani Roma Erken İmparatorluk Dönemi'ne kadar gittiği söylenebilir. Fakat kentin geçirmiş olduğu büyük depremlerin oluşturduğu tahribatlar sonucunda yeniden inşası söz konusudur. Bu depremlerden ilki MS 4. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. İkinci ise bölge kentlerinin tümünü etkileyen MS 494 depremidir. Yaşanan şiddetli depremlerin ardından eldeki imkanlar doğrultusunda kentte yoğun bir tadilat süreci başlamış ve böylece kent merkezinde yıkılan yapılar devşirme bloklar kullanılarak yeniden ayağa kaldırılmıştır. Söz konusu doğal afetler Latrina’yı da etkiler ve duvarlarında sonradan kullanılan devşirme bloklar yapının Geç Antik Çağ'da gördüğü tadilatların bir sonucu olarak karşımıza çıkar.

Çürüksu Vadisi’nin büyük kentlerinden biri olan Tripolis’te yaşayan ve ticaret yapan insanların kentin merkezinde ihtiyaçlarını gidermesini sağlayan bu yapı, kent hijyeni ve sağlığı açısından da büyük önem taşımaktadır. Yapı, merkezi bir konumda olması nedeniyle aynı anda 44 - 46 kişinin yararlanabileceği şekilde tasarlanmış ve yapılmıştır.  Kentin diğer yapılarından Latrina’nın kanalizasyon sistemine bağlı olduğu tespit edilen atık su kanallarının, bir yerde buluşturulup kentin dışına atıldığını göstermesi bakımından önemlidir (Figür 5).