ANITSAL ÇEŞME
Kazı çalışmaları 2016, 2018-2019 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Bu kazılarda 900 mimari blok ortaya çıkarılmıştır. 2020 yılından itibaren restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. Anıtın incelenmesi ve grafik olarak yeniden düzenlenmesi, restorasyon projesinin geliştirilmesiyle birlikte yürütülmektedir. Anıtsal Çeşme, Roma İmparatorluk ve Bizans Dönemleri arasında inşaat teknolojisinde yaşanan dönüşümlerin incelenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.

15 m yükseklikte Ion, Korinth ve Kompozit olarak tanımlanan mimari düzenler uygulanarak inşa edilen Anıtsal Çeşme üç katlı bir cepheye ve oldukça büyük bir havuza sahiptir. İhtişamlı bir görünümde olmasının yanı sıra Tripolis'in gücünü sembolize eden prestijli yapılardan belki de en önemlisidir. Başta Tripolis'in yerel taşlarından çok renkli doğal bir taş olan Bantlı Traverten olmak üzere, Afyon İşcehisar’daki Dokimeion, Denizli Yenişehir, Çanakkale Kestanbol, Marmara Adası, Mısır Aswan ve Yunanistan'ın Teselya Bölgesi'ndeki Larisa’dan getirilen mermer ve granitler bu yapının imarında kullanılmıştır.

Şu ana kadar toplanan verilerden yola çıkarak, yapı MS 2. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Bu evreyi, cephe düzenlemesini de etkileyen, yeni uygulamaların yapıldığı Severuslar Dönemi’ne yerleştirilecek olan ilk önemli restorasyon çalışmaları izlemiştir. Muhtemelen MS 494 yılındaki depremin ardından Nymphaeum’un güney yarısı temellerinden çökmüş ve MS 5. yüzyılın ilk yarısında hem duvar yapıları hem de cephesi radikal bir şekilde yeniden ayağa kaldırılarak inşa edilmiştir. MS 5. yüzyıl restorasyonunda blokların orijinallerinden tamamen farklı konumlarda yeniden kullanılmasıyla yapının ilk inşa evresi olan MS 2. yüzyıl mermer cephesinin dramatik bir dönüşümünü içermektedir.