NEKROPOLLER
Yerleşimin çevresindeki MÖ 3. bine tarihlenen en eski mezar antik kentin batısında, MÖ 2. binin son çeyreğine ait gömü ise Kadıkulesi Tepesinin düz alan ile birleştiği yerde, tiyatronun hemen önünde tespit edilmiştir. Kent içinde bulunmuş olan tekil eserler de dikkate alındığında, Kadıkulesi Tepesi üzerinde ve kuzey yamacındaki yerleşimin çevresi ve Lagina Hekate Kutsal Alanı’na giden yolun kenarında erken dönem mezarlarının varlığı anlaşılmaktadır.
Nekropol olarak toplu mezarların olduğu yerler, kentin batısında Erikli Mevkii, güneybatıda Kadıkulesi Tepesi, güneyinde Işık Deresi ve Kuzeyde Lagina Hekate Kutsal Alanı’na giden yolun kenarında bulunmaktadır. En yoğun mezarların bulunduğu alan Lagina Hekate Kutsal Alanı yolunun kenarıdır. Kente gelen seyyahlardan, Osmanlı Dönemi’nde antik dönem mezarlarına ait oldukça fazla kalıntının varlığı anlaşılmaktadır. Bu konuda 1764-1766 yılları arasındaki Anadolu gezisi sırasında kente uğrayan R. Chandler’in söyledikleri oldukça dikkat çekicidir. R. Chandler “Köyün dışında kemerli yapılar ile büyük ölçüdeki duvarların ve lahitlerin bolca görüldüğü bir yer vardır. Lahitlerden birisi çok büyük ölçülerde olup iki kişiliktir. Bunun yanında bu alanda çok sayıda yazıtlı altar da görülmektedir. Bu altarlardan birisi, bir anıt mezarın hemen önünde durmaktadır.” şeklinde bilgiler vermesi, o dönemde nekropolün tam algılanabilir durumda olduğunu göstermektedir. Yerleşimin çevresinde geniş bir alanda mezarların bulunduğu ile ilgili bilgiler ise 1844 yılında buraya gelen L. Ross tarafından aktarılmaktadır. L. Ross Stratonikeia’nın etrafındaki tepelerin hepsinde mezar anıtları kalıntılarına rastladığını ve burada birçok süslemesiz lahit gördüğünden de bahsetmektedir.
Geç Klasik Dönem sur duvarından daha erkene tarihlenen, yerleşim içinde mezarlar ele geçmiştir. Sur duvarlarının kuzeyinde, farklı tipte en çok mezarların bulunduğu nekropoller yer aldıkları mevkilere göre isimlendirilmişlerdir. Buradaki İğdemir, Kabasakız, İkiçeşmeler, Kocadere, Kıryaka, Kocayamaç, Akdağ ve Aldağ nekropollerinde antik dönem mezarları tespit edilmiştir. Ele geçen kayıtlara göre bunlardan uzun süreli olarak İğdemir ve Kabasakız’da 1980-1986, Akdağ Nekropolü’nde ise 1995-1999 yıllarında çalışmalar yapılmıştır. Diğer mevkilerde mezarların varlığı bekçiler tarafından bilinmekle birlikte, çok kısa süreli ve tekil mezarların kazılarak eserlerin kurtarılmasına yönelik müze tarafından çalışmalar yapıldığından ve bunlar yayımlanmadığından detaylı bir bilgiye ulaşılamamıştır. Kuzey Şehir Kapısı’ndan başlayıp Akdağ yamaçlarına kadar devam nekropoller hakkında A. Baldıran ve R. Tamsü Polat tarafından iki doktora tezi hazırlanmıştır. Bunlar, kentin nekropolü ve ölü gömme gelenekleri hakkında bizim toplu ve detaylı bilgiye ulaştığımız çalışmalardır.
Geç Antik Çağ Nekropolü ile ilgili verilere, yoğun biçimde Gymnasion Propylon Kilisesi üzerinde ve Kuzey Cadde’nin başlangıç bölümündeki iki yönde tespit edilmiştir. Kuzey Cadde mezarları tekli ve ikili gruplar halinde caddenin her iki kenarında ele geçmiştir. Ancak Gymnasion propylon önünde ise tam bir nekropol geleneği ile karşılaşılmıştır.