“Neden Türklere Teşekkür Etmeliyiz?” 

 (OĞUZHAN YANARIŞIK)

 


Avrupa Birliği’nin kısa tarihi boyunca elde ettiği başarılara bakarak, Avrupa’nın hep refah, barış ve huzur merkezi olduğunu sanmak, büyük bir hata olacaktır. Tam tersine, insanlık tarihinin şahit olduğu en şiddetli savaşların, zulümlerin ve sefaletin de bu topraklarda hayat bulduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Din, ırk ve sınıf temelli çatışmaların yüzyıllar boyunca Avrupa kıtasının kaderini şekillendiren önemli etkenlerden olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.


Türkiye’nin yıllardır ‘AB kapısında bekletildiği’ görüşünün popülerliği sebebiyle gözden kaçan bir noktanın altını çizmekte fayda var. Bu kapsamda şunu açıkça belirtmek gerekir ki tarih boyunca, özellikle Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletleri arasındaki ayrışmalardan ve mücadelelerden istifade ettiği görülmektedir. Bazı dönemlerde zorda kalan Avrupalı yöneticiler, Osmanlı’dan yardım talebinde bulunmuşlar ve Osmanlı hükümdarına sığınmışlardır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’e Türkiye ziyareti esnasında bir kopyasını hediye ettiği mektup, bunlara sadece bir örnektir. Fransa Kralı Fransua tarafından kaleme alınan mektupta, Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım talebinde bulunulmakta ve kendisini Alman Kralı Şarlken’in elinden kurtarması için yalvarılmaktadır.


Avrupa devletleri sadece kişisel ricalar için değil aynı zamanda en hayati zamanlarda da Osmanlı hükümdarlarından yardım istemişlerdir. Örneğin, İngiliz The Guardian gazetesinin “Donanmayı Yendiğimiz için Neden Türklere Teşekkür Etmeliyiz?” başlıklı makalesinde belirtildiği üzere, İngiltere’yi 1588 yılında İspanyol işgalinden kurtaran Osmanlı yardımı olmuştur. Osmanlı Donanması’nın Akdeniz’deki manevraları, İngiltere’yi işgal etmeye hazırlanan İspanya Donanmasını ikiye bölünmüş ve ancak bu sayede, İngiltere İspanyollara karşı tarihinde çok önemli bir yeri olan deniz zaferini elde ederek, hayati bir tehlikeyi atlatmıştır.


Kraliyet Holloway Koleji öğretim üyesi Jerry Broton’un dikkat çektiği ve bu tarihi vakayı doğrulayan İngiliz diplomatik yazışmalarına yer verilen makalede, tarihi gerçeklerin gizlenmesine duyulan tepki şu cümleyle ifade edilmektedir: “Her İngiliz ilkokul öğrencisinin beynine zorla yerleştirilenin aksine, o dönem Kraliçe I. Elizabeth’in tahtı palavradan kahraman denizci komutan Drake yerine, çok daha az bahsedilen bir müttefikin, yani Osmanlı donanmasının, sayesinde kurtulmuştur” [1]

 

Dönemin İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi William Harborne’un III. Murad Han’a yardım talebi için sunduğu mektubun bir bölümü bile, Osmanlı Sultanı’nın Avrupa devletler sisteminde ne kadar üstün bir pozisyonda olduğunu ortaya koymaktadır:

 

“Padişahın yüce katına arzuhal ilam olunur. Saadetlü Padişahım Hazretleri sağolsun. Devletlü ve saadetlü, alemin sığındığı Padişah Hazretleri’nin yüce katlarına kullarının arzı budur ki, “İngiltere Kraliçesi” ile “Zat-ı Şahaneleri” arasında mukaddes bir sulhun vücut bulması hususunda Büyük Tanrı bu kulunuzu başlıca vasıta seçmek lütfunda bulunmuştu. Bendeniz dokuz yıl önce bu görevi sadıkane bir tarzda ve isteyerek ifade ettim ki, hususuyla Zat-ı Şahaneleri’ne bahşedilen kudret ve kuvvet vasıtasıyla bizim müşterek düşmanımız olan bütün putperestleri imha edeceklerini ummuştum. Büyük Tanrı’nın adıyla masum kulunuza acımanız için yalvarırım. Eğer bu putpereste (İspanya’ya) karşı var kuvvetinizi göndermek niyetinde değilseniz, ona zarar vermek üzere hiç olmazsa 60 veya 80 kadırga gönderiniz.”

 

kaynak:http://akademikperspektif.com/2012/11/24/neden-turklere-tesekkur-etmeliyiz/?relatedposts_exclude=754 

Yorumlar

Bizi Takip Edin

facebook

Menü